Siber güvenlik, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte hem bireyler hem de kurumlar için hayati önem taşıyan bir alan haline gelmiştir. Siber saldırılar, çalınan veriler, finansal kayıplar ve itibar zararları gibi ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle siber güvenliği sağlamak ve siber tehditleri önlemek için sürekli yeni yöntemler ve araçlar geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Bu bağlamda yapay zeka (AI), siber güvenlik alanında hem bir fırsat hem de bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapay zeka, bilgisayarların insan zekasını taklit ederek öğrenme, anlama ve karar verme gibi yetenekleri kazanması olarak tanımlanabilir. Makine öğrenimi (ML) ise yapay zekanın alt dallarından biri olup bilgisayarların verilerden örüntüler çıkarması ve kendini geliştirmesi olarak ifade edilebilir.
Yapay zeka ve makine öğrenimi teknikleri, siber güvenlikte hem savunma hem de saldırı amaçlı kullanılabilir. Savunma amaçlı kullanımında yapay zeka ve makine öğrenimi teknikleri, siber güvenlik uzmanlarına şu şekilde yardımcı olabilir:
– Siber saldırıları tespit etmek: Yapay zeka sistemleri, ağ trafiği, sistem davranışları ve kullanıcı aktiviteleri gibi verileri analiz ederek anomali tespiti yapabilir. Böylece kötü amaçlı yazılımları (malware), fidye yazılımlarını (ransomware), kimlik avını (phishing) veya diğer siber saldırı türlerini erken aşamada fark edebilir.
– Siber saldırılara yanıt vermek: Yapay zeka sistemleri, siber saldırılara otomatik veya yarı otomatik olarak yanıt verebilir. Örneğin; izolasyon, karantina veya engelleme gibi eylemler gerçekleştirebilir. Ayrıca olaylara ilişkin raporlar hazırlayabilir veya olaylardan ders çıkarmak için öneriler sunabilir.
– Siber saldırıları önlemek: Yapay zeka sistemleri, siber güvenlik risklerini değerlendirmek ve azaltmak için proaktif bir yaklaşım sergileyebilir. Örneğin; sistem yapılandırmasında insan hatasını önleyebilir, güvenlik açıklarını keşfedebilir veya kapatılmasına yardımcı olabilir, yazılım güncellemelerini yönetebilir veya tavsiye edebilir.
Saldırı amaçlı kullanımında ise yapay zeka ve makine öğrenimi teknikleri,
siber suçlulara şu şekilde avantaj sağlayabilir:
– Güvenlik açıklarını bulmak: Yapay zeka sistemleri,
sistemlerdeki potansiyel güvenlik açıklarını tarayarak
saldırılara hazırlık yapabilir. Örneğin; hedef sistemin
yazılım versiyonunu belirleyerek bilinen güvenlik açıklarını bulabilir veya saldırı vektörlerini optimize edebilir.
– Kimlik avını güçlendirmek: Yapay zeka sistemleri, doğal dil işleme (NLP) tekniğini kullanarak insanların e-posta ve sosyal medya iletişimlerini analiz ederek, kişinin davranışlarını ve dili kullanma şekillerini taklit edebilir. Böylece daha inandırıcı ve kişiye özel kimlik avı mesajları oluşturabilir.
– Yayılma, hız ve gizlenme yetenekleri: Yapay zeka sistemleri, siber saldırıların yayılmasını ve hızını artırabilir. Örneğin; bir ağa bulaştıktan sonra diğer cihazlara veya ağlara sıçrayabilir, kendini güncelleyebilir veya değiştirebilir. Ayrıca yapay zeka sistemleri, siber saldırıların gizlenmesine de katkı sağlayabilir. Örneğin; normal trafik veya davranış gibi görünerek tespit edilmeyi zorlaştırabilir.
– Veri zehirleme ve manipülasyonu: Yapay zeka sistemleri, verileri bozarak veya değiştirerek makine öğrenimi modellerinin performansını düşürebilir veya yanlış sonuçlar üretmesine neden olabilir. Örneğin; bir görüntü tanıma sisteminde küçük bir piksel değişikliği yaparak sistemin yanlış etiketleme yapmasına sebep olunabilir.
Yapay zekanın siber güvenlik saldırılarına etkisi konusunda farkındalık sahibi olmak önemlidir. Çünkü bu teknoloji hem savunma hem de saldırı tarafında kullanılacak potansiyele sahiptir. Bu nedenle siber güvenlik uzmanları ve kurumlar yapay zekanın avantajlarını değerlendirirken aynı zamanda risklerini de göz önünde bulundurmalıdır.